Çocuk yetiştirirken yapılan hatalar nedeniyle çocuğunuz özgüvensiz, sabırsız, doyumsuz olabilir. Aç kalmasın diye zorla yemek yedirmek gibi küçük hataların sonuçları ağır olabilir.
Çocuk yetiştirmenin büyük bir özveri ve sorumluluk istediğini belirten Emsey Hospital Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Fırat Hamidi ailelerin çocuk yetiştirirken düştükleri 6 temel yanlışı anlattı ve önemli uyarılarda bulundu.
Yanlış 1: “Çocuk ne kadar sessiz olursa insanlar tarafından o kadar çok sevilir.”
Evde ya da toplum içinde sürekli çocuğun susturulması, konuşmamasının istenmesi bir süre sora çocuğun daha az konuşmasına neden olacaktır. Aynı zamanda kendini ifade edemeyen ve kendini konuşmaya değer birisi olarak görmemesine neden olacaktır. Düşüncelerinin de değersiz ve önemsiz olduğunu düşünmeye başlayacak olan çocuk, bir süre sonra soru sormayan, merak etmeyen, hakkını savunamayan biri olacaktır. Bu süreç erişkinlik döneminde de devam edecek ve içe dönük, özgüvensiz bir birey olmasına zemin hazırlayacaktır.
Yanlış 2: “Çocuk bir hata yaparsa ve laftan anlamıyorsa bağırmalı ki yaptığının yanlış olduğunu öğrensin ve bir daha tekrarlamasın.”
Çocuğun hatalı davranışında ilk etapta bağırmak, şiddet uygulamak belki davranışın sönmesine neden olabilir ancak uzun vadede etkisiz kalacaktır. Kaldı ki çocuktaki bu davranışın kısa süreli tekrarlamaması da yanlış davranışı öğrendiği için değil, korktuğundan ve sizden gelecek tepkiden kaçındığı için olacaktır. Bunun sonucu ise çocuğun duygusal açıdan sizden uzaklaşması olacaktır. Bu tarz bir yaklaşım ile yetiştirilen çocuklar ergenlik döneminden itibaren anne ve babalarından duyumsadığı korku azalacağı için anne babalarından gördükleri şiddeti büyüdüklerinde bu sefer kendileri anne-babalarına gösterme eğiliminde olabilirler.
Yanlış 3: “Ben zor şartlarla büyüdüm ama şu an varlıklıyım; benim çocuklarım yokluk çekmesin, ne isterlerse yaparım.”
Çocukların ihtiyaçlarını karşılamak elbetteki anne ve babanın sorumluluğundadır. Ancak imkanınız var diye çocuğunuza ihtiyaçtan fazlasını almak çocuğunuz için yararlı olmayacaktır. Her istediğine hemen ulaşan, hediye yağmuruna tutulan, çocuklar ileride sabredemeyen ve doyumsuz bireyler olabilirler. Böylece birçok alanda zorluk ve güçlük yaşayacaktır.
Yanlış 4: “Bak komşunun çocuğu, kardeşin kendisine söylenmeden odasına gidip dersini çalışıyor, sen eline hiç kitap almıyorsun. O üniversiteye gidecek, sen ancak oyun oyna” gibi kıyaslamalar çocuğu motive eder.
Çocuğun hırslanacağı ve durumdan ders çıkaracağı düşünülerek yapılan bu kıyaslamaların herhangi bir çocuğu motive ettiğine dair sonuçlara klinik araştırmalarda rastlanmamıştır. Aksine, çocuk kimle kıyaslanıyorsa na karşı öfkelenecektir. Kıyaslandığı kişi kardeşiyse öfkesini ona karşı güç kullanarak gösterecektir. Ayrıca başkalarıyla kıyaslanmak kendini değersiz hissettirecek ve özgüveni eksik olacak ve yeterli olduğu alanları da görmezden gelecektir.
Yanlış 5: “Yaramazlık yapma yoksa seni polise veririm, doktor sana iğne yapar” gibi söylemler çocukların uslu durmasını sağlar.
Anı kurtarmaya yönelik ya da şaka yollu bu söylemler çocuklarda travmatik etkilere yol açabilir çünkü çocuklar söylediklerinize inanırlar. Bu gibi söylemler çocuğunuzun polisten, doktordan korkmasına ve gerçekte polise, doktora ihtiyacınız olduğunda zorlanmanıza neden olacaktır. Doktor ya da polis gördüğünde ise oğlum/kızım korkma bir şey yapmayacak diyerek çelişmek ise inandırıcılıktan uzak olacaktır.
Yanlış 6: “Çocuğum yemek yemiyor; her yemesine karşılık ödül veririm, onu telefonla tabletle oyalayayım da çaktırmadan kaşıkla yemek yedireyim, yeter ki yesin aç kalmasın.”
Özellikle bizim toplumumuzda bir çocuk zayıf ya da görece düşük kilodaymış gibi göründüğünde çocuğun annesi “Çocuğu aç mı bıraktın?”, “Yemek yedirmiyor musun?” şeklinde sorulara maruz kalmaktadır. Bu sorulara maruz kalan anneler, belli bir süre sonra kendilerini yetersiz anne olarak duyumsarlar ve çocuğu doyurmayı bir ritüel gibi görüp gerekirse zorla yedirmeye çalışırlar. Bu yaklaşımlar çocuk tarafından yeme eyleminin acı veren, keyif vermeyen, kriz oluşturan bir şey gibi kodlanmasına neden olacaktır. Çocuk yemek gördüğünde geçmiş deneyimlerini anımsar ve yemekten uzaklaşır. Yemek yerken çocuğun yediği şeyi görmesi, koklaması, eline alması yani yediği yemeği hissetmesi yemekten keyif almasını isteriz. Acıktığını hissetmesi, doyduğu zaman da tokluk duygusunu duyumsamasını isteriz. Yemek yemeyi sadece bir fiziksel eylem olmaktan çıkarıp aynı zamanda sofrada aile bireyleri ile birlikte sohbet eşliğinde keyifli, sıcak, duygusal bir paylaşım olarak hissetmesini sağlamalı.