Haberciliğin temeli takipçiğiliğin en güzel örneklerinden biri Ankaranın tecrübeli muhabirlerinden Fırat Tur imzası ile yayınlandı. İşte o yazı. Kartal Vakfı, hava şehitlerimizin anısına ve şehit yakınları yararına 3 Şubat Cumartesi günü muhteşem bir balo düzenledi. Sheraton Oteli Balo Salonu’ndaki geceye, aralarında ordumuzun üst düzey komutanları, ünlü işadamları ve sanatçıların da bulunduğu, son derece seçkin bir davetli topluluğu katıldı. Gecede Kenan Doğulu ve Yeşim Salkım sahne aldı. Basına kapalı gerçekleştirilen etkinlikle ilgili haberler, vakfın dağıttığı basın bülteni, fotoğraflar ve görüntülerle medyada yer aldı. Benim burada bahsedeceğim konu ise geceyle ilgili atlanan bir detay. Konumuzun kahramanı, balonun davetlileri arasında yer alan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in küçük oğlu Osman Gökçek. Gecenin en ilgi çekici anı, hava şehitlerinin yakınları yararına yapılan müzayede idi. Müzayedelerin tanıdık ismi Rafi Portakal, ilk bölümde ünlü ressamların tablolarını açık artırmayla sattı. İkinci bölümde ise el yapımı altı adet savaş uçağı maketi açık artırmaya çıkarıldı. Bu sırada davetliler arasında bulunan, vakfın yönetim kurulu üyelerinden ATO Başkanı Sinan Aygün sahneye çıkarak mikrofonu eline aldı ve “Burada ünlü işadamlarımız var. Açık artırma yapmayalım, her bir uçağı bir işadamımız 100 bin YTL’ye alsın” dedi. Şehit yakınları söz konusu olunca Erdoğan Demirören, Hamdi Akın ve Sebahattin Mete gibi ünlü işadamlarımız hemen cömertliklerini gösterdiler ve Aygün’ün bu isteğini yerine getirdiler. İşte bu noktada bir isim daha Türkiye’nin en ünlü işadamlarının yanında uçak maketi almak için elini kaldırdı; Melih Gökçek’in küçük oğlu Osman Gökçek… Sinan Aygün’ün “Tamam, biri de Osman Gökçek’in” demesiyle de 100’er bin YTL’lik uçak maketler sahiplerini buldu. Eğer, Osman Gökçek’in bu genç yaşında, 100 bin YTL’lik bağış yapacak bir parayı nasıl, ne zaman, hangi işi yaparak kazandığını hesaba katmazsak, buraya kadar her şey normal görünüyor. Ancak, duyduğuma göre Küçük Gökçek, iş uçak maketini aldığına dair imza atmaya gelince, 100 bin YTL’yi veremeyeceğini, vazgeçtiğini söylemiş. Dedikodulara göre de buna, babası Melih Gökçek’ten yediği, “Ben bu parayı veremem; istiyorsan arabanı satar alırsın” şeklindeki fırça neden olmuş. Bütün bu olanlardan benim ne anladığıma gelince. Osman Gökçek, ya bir an bile tereddüt etmeden milyarlarca liralık bağış yapabilecek kadar bir servetin sahibi, ya da para harcama kültürünü henüz kazanamamış.
