
Beş yıl öncesine kadar insanların arkadaşlarıyla birlikte gezip dolaşa bildikleri, herhangi bir mekan da rahatça oturup çayını veya nargilesini içebileceyi bi yer olan Kızılay, son günlerde içler acısı bir durumda. Gündüzü ayrı gecesi ayrı bir çileÂ… Köşe başlarında oturan gençlerin yoldan geçen bayanlara laf atmalarından tutunda, insanı hayrete düşüren davranışlar sanki başkentin göbeği değil de başka bir yermiş gibi geliyor aklımıza… Mekanın birine girip çay içmek o sırada da sohbet etmek bile garsonlar yüzünden neredeyse imkansız. Havanın kararmasıyla birlikte ise iyice kötüleşiyor. Belediyenin herhangi bir kontrolü olmamasından dolayı Karanfil Sokak’ta açılan tezgahlar yürümeyi zorlaştırırken, pek çok hırsızlık olayının meydana gelmesine neden oluyor. Bahçelievler Yedinci Cadd’de ise her zamanki gibi arabaların tur atıp boy gösterdiği bir cadde olma özelliğini koruyor. İyi yada kötü hangi marka araba olursa olsun hiç fark etmiyor. Arabanın dış kısmını güzelleştiren bir de tesisatını yenileyen herkes havasını atmaya devam ediyor veya öyle olduğunu sanıyor. Başka bir sorun ise cadde üzerine park edilen arabalar yüzünden tek şeride inen yolda trafik sorunlarıda bir hayli fazla yaşanabiliyor. Başkent’in son yıllarda en göz de caddelerinden olan Arjantin ise tüm dikkatleri üstüne çekmiş bir vaziyette. İstanbul ve İzmir’den gelenlerin ilk uğrak yeri olan Arjantin Caddesi, yokuşu ve kısalığı ile ilk bakışta olumsuz bir etki yaratsa da mekanların kalitesi ve gösterilen hizmet bu olumsuzluğu değiştirebiliyor. Cafeleri ve gece clubleriyle oldukça ilgi gören cadde, son zamanlarda ünlü mağazaların açılmasıyla modanın da nabzını tutar oldu. Kendinizi Sushico’da uzak doğunun esrarengiz yemeklerinde, Las Chicas’da Meksika Yemekleri’nin acılı ortamında bulabilirsiniz ya da NyxÂ’in terasında bir Ankara manzarasında…